tam yargı davası

TAM YARGI DAVASI

Genel olarak

Tam yargı davası, idari işlem, eylem veya sözleşme nedeniyle hakları ihlal edilenler tarafından açılan davadır. Bu davada kişiler idarenin eylem ve/veya işlemleri nedeniyle uğradıkları maddi ve manevi zararların tazminini talep edebilir.

Tam yargı davasında hak ihlaline yol açan idari eylem nedir?

Tam yargı davası idari eylem ve/veya işlemlerin doğurduğu zararlardan kaynaklanır. İdari işlem tanımına, idari işlemin iptali davası makalemizden ulaşabilirsiniz. İdari eylem ise kamu idareleri ve kamu kurumları ve kamu gücünü temsil eden kişiler tarafından gerçekleştirilen her türlü eylemdir. İdari eylem idarenin bizzat bir işi gerçekleştirmesi şeklinde olabileceği gibi, eylemsizlik şeklinde de tezahür edebilir. Örneğin belediyenin açtığı çukuru kapatmaması, eylemsizlik şeklinde bir idari eylemdir.

Tam yargı davası sonucunda idare, hizmet kusurundan kaynaklanan zararları tazmin etmekle yükümlü kılınır.

İdarelerin varlık amacı ve eylemde bulunmasının temel nedeni kamu hizmetini ifa etmektir. Kamu hizmeti genel olarak toplumun ve toplumdaki bireylerin temel hakları ve ihtiyaçları gözetilerek, idare tarafından kişilere sunulması gerekli hizmettir. İdare, kamu hizmetini ifa ederken kişilerin zarara uğramasına yol açan birtakım iş ve işlemlerde bulunabilir. İdare, hizmet kusurundan kaynaklanan zararları tazmine etmelidir. Bu zararlar, hizmetin geç işlemesi, kötü işlemesi veya hiç işlememesi şeklinde doğabilir.

  1. Hizmetin geç işlemesi: İdarenin, kamu hizmetini ifa ederken gösterdiği yavaşlık hizmetin geç işlemesidir. İdarenin gecikmesi nedeniyle doğan zararların tazmini de tam yargı davasında talep edilebilecektir. Örneğin devlet hastanesine giden hamile bir kadına yapılması gerekli acil müdahalede gecikme yaşanması sonucu ceninin hayatını kaybetmesi, hizmetin geç işlemesinden kaynaklı zararlara yol açacak ve bu zararların tazmini için dava açılması gerekecektir.
  2. Hizmetin kötü işlemesi: Kamu hizmetlerinin ifası sırasında hizmetin gerektirdiği özen ve kaliteye uygun davranılmaması hizmetin kötü işlemesi sonucunu doğurur. Örneğin belediyenin yol yapım çalışmalarını gereği gibi yapmaması nedeniyle kişilerin kaza geçirmesi ve zarara uğraması hizmetin kötü işlemesinden kaynaklı zararlara yol açacak ve bu zararların tazmini için dava açılması gerekecektir.
  3. Hizmetin hiç işlememesi: İdarenin, gereğini yerine getirmekle yükümlü olduğu kamu hizmetini hiç ifa etmemesi hizmetin hiç işlememesi sonucunu doğurur. Örneğin kayak pistinde kayak yaptığı sırada kaybolan kişiye arama ve kurtarma ekiplerinin müdahale etmemesi ve gerekli makam ve mercilerin durumdan hiç haberdar edilmemesi sonucu gerçekleşen ölüm olayında hizmetin hiç işlememesinden kaynaklı zararların tazmini için dava açılması gerekecektir.

Hizmet kusurundan kaynaklanan sebeplerle tam yargı davası açılabilmesi için iki temel koşulun gerçekleşmesi gerekir.

Hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi, hiç işlememesi gibi hizmet kusurundan kaynaklanan sebeplerle tam yargı davası açılabilmesi için iki temel koşulun gerçekleşmesi gerekir. Bu koşullar:

  1. Zarar Koşulu: Hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi nedeniyle zarar meydana gelmiş olmalıdır. Bu zarar kişinin sakat kalması, ölmesi ve diğer birçok sebeple oluşabilecek maddi zararlar olduğu gibi kişinin elem, keder ve ıstırap duymasına yol açacak manevi zararlar da olabilir.
  2. Nedensellik Bağı: İdarenin, meydana gelen zarardan sorumlu tutulabilmesi için idari işlem ve/veya eylem ile meydana gelen zarar arasında nedensellik bağı bulunmalıdır. İdarenin hiçbir kusurunun olmadığı, yalnızca kişinin kendi kusurundan kaynaklanan zararlarda idarenin sorumluluğuna da gidilemeyecektir.

İdarenin kusursuz sorumluluk halleri de tam yargı davası konusu edilebilir.

İdare, yukarıda belirttiğimiz hizmet kusurları nedeniyle oluşan zararları gidermekle yükümlüdür. Ancak idarenin kusursuz sorumluluk halleri de tam yargı davasına konu edilebilir. Örneğin terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören kişilerin uğradığı zararlar idarenin kusursuz sorumluluğu ilkesi gereği tazminle yükümlü olabileceği zararlardandır.

Yine, ülkemizin depremlerin yoğun yaşandığı bir bölgede olduğunu gözetirsek, idarenin, somut olayın koşullarına göre, yaşanan deprem olayları nedeniyle oluşan zararları tazminle yükümlü olduğunu söylemek mümkündür. Türkiye deprem tehlike haritasına https://deprem.afad.gov.tr/deprem-tehlike-haritasi adresinden erişebilirsiniz. Bu noktada, elbette ki somut olayın koşullarına göre değerlendirme yapılması gerekmekteyse de depremin mücbir sebep olduğu, öngörülemez olduğu gerekçesi ile davanın reddedilmesi hukuka aykırı olacaktır. Bu noktada idarenin gerekli önlemleri alıp almadığı, izin ve denetim aşamalarında usulüne uygun davranıp davranmadığı ve benzeri birçok etken irdelenecek ve idare zararı tazminle yükümlü kılınabilecektir.

Tam yargı davasında davacı kimdir?

Tam yargı davasında davacı, idari işlem ve/veya eylem nedeniyle hakları doğrudan muhtel olan kişidir. Örneğin devlet hastanesinde doktorun yanlış müdahalesi sonucu sakat kalan kişi maddi ve manevi zararlarının tazmini için tam yargı davası açacaktır. İdarenin yükümlü olduğu yol yapım çalışmalarını yerine getirmemesi nedeniyle kaza geçiren ve ölen kişinin yakınları, tam yargı davasında davacı konumunda olacaktır.

Tam yargı davası hangi mahkemede açılır?

Tam yargı davalarına bakmakla görevli mahkeme idare mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise, idari sözleşmelerden doğan davalar ayrık tutulmak üzere, kanunda, sırayla şu şekilde belirlenmiştir:

  • Zararı doğuran idari uyuşmazlığı çözümlemeye yetkili mahkeme,
  • Zarar, bayındırlık ve ulaştırma gibi bir hizmetten veya idarenin herhangi bir eyleminden doğmuş ise, hizmetin görüldüğü veya eylemin yapıldığı yer mahkemesi,
  • Diğer hallerde davacının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesidir.

İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun tam metnine göz atabilirsiniz.

Tam yargı davası kime karşı açılır?

Tam yargı davası, kusurlu fiilleriyle zarara yol açan idareye karşı açılır. Kusursuz sorumluluk hallerinde ise, işlem tesis etmekle veya eylemde bulunmakla yükümlü olan idareye karşı tam yargı davası açılacaktır.

Tam yargı davasını açmadan önce idareye başvurma zorunluluğu var mıdır?

  • Tam yargı davası idari işlemden kaynaklanıyorsa dava açmadan önce idareye başvurmak zorunlu değildir.

Şayet kişilerin zararı idari işlemden kaynaklanıyorsa, doğrudan doğruya tam yargı davası açılabilir. Dava açmadan önce idareye başvurulması zorunlu değildir.

Bu durumda ek olarak, iptal ve tam yargı davaları birlikte de açılabilir.

Ayrıca, önce iptal davası açılarak, bu dava hakkında karar verildikten sonra, bu konudaki kararın veya kanun yollarına başvurulmuşsa bu başvuru sonucunda verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açılmalıdır.

  • Tam yargı davası idari eylemden kaynaklanıyorsa dava açmadan önce idareye başvurmak zorunludur.

İdari eylem nedeniyle hakları ihlal edilenler idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka bir şekilde öğrendikleri tarihten itibaren 1 yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren 5 yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir.

Tam yargı davası hangi sürede açılmalıdır?

İdari eylemden kaynaklı zararlarda, idareye başvuru yapılması üzerine idarenin, istekleri kısmen veya tamamen reddetmesi üzerine, ret konusundaki kararın tebliğini izleyen günden itibaren tam yargı davası açma süresi başlayacaktır. Ayrıca idare, bu başvuruya 60 gün içinde cevap vermeyebilir. Ret kararı veya 60 günlük sürenin bitim tarihini izleyen günden itibaren dava süresi içinde dava açılmalıdır.

Görevli olmayan mahkemede açılan tam yargı davasının görev yönünden reddi halinde idare mahkemesinde dava açmadan önce idareye başvuru gerekir mi?

Şayet tam yargı davası, görevli olmayan adli yargı mahkemelerinde açılır ve dava, görev yönünden reddedilirse, idari yargıda açılacak yeni davada idareye başvurmak gerekmez.

Burada önemle belirtmek gerekir ki her ne kadar İYUK madde 13/2’de tam yargı davasının görev yönünden reddi halinde ifadesi kullanılmışsa da bu ifadenin kanundaki kullanım şeklinin hatalı olduğunu düşünmekteyim. Zira adli ve idari yargı arasında bir görev ilişkisi bulunmamaktadır, yargı yolu ayrımı bulunmaktadır. Bu nedenle, idare mahkemesinin görevli olduğu konuda adli yargıda dava açılması halinde verilecek karar görevsizlik kararı değildir, yargı yolu yanlışlığı nedeniyle davanın reddi kararıdır.

Tam yargı davası eksik harçla açılırsa ne olur?

Tam yargı davası, herhangi bir sebeple harcı veya posta ücreti verilmeden veya eksik harç veya posta ücretiyle açılmış olabilir. Bu durumda, mahkeme davacıya, harcın ve posta ücretinin verilmesi ve tamamlanması için otuz gün süre verir. Bu karar ilgiliye tebliğ edilir. Tebligata rağmen eksiklik giderilmezse mahkeme, bir kez daha aynı usulle bildirim yapmalıdır. Bu bildirime rağmen eksiklik yine giderilmezse, davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.

Tam yargı davasında hangi hallerde dilekçenin reddine karar verilir?

Tam yargı davası, kanundaki şekil ve usul kurallarına dikkat edilerek açılması gereken davalardır. Dava dilekçesinde, kanunda gösterilen zorunlu unsurlar bulunmalıdır, aynı dilekçe ile dava açılabilecek hallere dikkat edilmelidir. Bu usullere uygun davranılmadan açılan davalarda mahkeme, 30 gün içinde eksikliklerin tamamlanmasına ve dilekçenin reddine karar verecektir. Ayrıca, tam yargı davası, avukat olmayan vekil tarafından açılmışsa, otuz gün içinde bizzat veya bir avukat vasıtasıyla dava açılmak üzere dilekçe ret kararı verilecektir.

Mahkemenin dilekçe ret kararı vermesi halinde ne yapılmalıdır?

Mahkeme dilekçe ret kararında, eksikliği tamamlaması için kişiye 30 gün süre verir. Mahkemenin verdiği süreye dikkat edilerek, kanuna uygun yeni dava dilekçesi sunulmalı ve eksiklikler tamamlanmalıdır. 

Dilekçe ret kararı sonrası verilecek yeni dilekçede harç alınır mı?

Mahkemenin vereceği dilekçe ret kararı sonrası eksiklikleri tamamlayan ilgili, harcını ödeyerek dilekçesini vermelidir. Ancak şayet dilekçe, dilekçede bulunması gerekli zorunlu unsurlar bulunmadığı için reddedilmişse, yeni dilekçeler için ayrıca harç alınmayacaktır.

Dilekçe ret kararından sonra aynı yanlışlar yapılırsa ne olur?

Mahkemenin verdiği 30 günlük sürede yeniden dilekçe verilmiş ancak aynı yanlışlar tekrarlanmışsa, dava reddedilir. Bu nedenle hak kaybına uğranılmaması için davaların, kanundaki şekil ve usul kurallarına uygun bir şekilde açılması gerekir.

İdari yargı kapsamındaki dava adli yargıda açılırsa ne olur?

Danıştay, idare ve vergi mahkemelerinin görev alanında olup adli yargıda açılan davalar görev yönünden reddedildiğinde, görevsizlik kararının kesinleşmesini izleyen günden itibaren 30 gün içinde görevli mahkemede dava açılması gerekir.

Ancak 30 günlük süre geçmiş olsa da şayet idari dava açılması için öngörülen süre henüz dolmamışsa, bu sürede de dava açılabilecektir.

Tam yargı davasında dava değeri nasıl belirlenecektir?

Tam yargı davaları maddi ve/veya manevi zararların tazmini için açılır. Ancak dava açılırken zarar miktarının tam olarak belirlenmesi mümkün olmayabilir. Örneğin devlet hastanesindeki yanlış tıbbi müdahale nedeniyle bedensel zararlarla sonuçlanan olayda, bedensel zararların tam olarak tespiti için bilirkişi raporu alınması gerekir. Bu nedenle davacı, miktarı sonradan artırmak üzere belirlediği dava değeri ile davasını açabilir.

Tam yargı davasında dava dilekçesinde belirtilen dava değeri sonradan artırılabilir mi?

Ta yargı davasında başlangıçta belirtilen ve dava dilekçesinde yer alan dava değeri, usul kuralları gözetilmeksizin bir defaya mahsus olmak üzere sonradan artırılabilir. Bu artırım, nihai karar verilinceye kadar talep edilebilecektir. Ancak bunun için harç ödenmelidir. Artırılan dava değerini içeren dilekçe karşı tarafa tebliğ edilecektir.

Sonuç

Tam yargı davaları gerek usul gerekse de esas bakımından önemli kurallara uyularak açılmalıdır. Kanuni usuller gözetilmeden açılan davalar dilekçe ret kararı başta olmak üzere davanın reddi ile sonuçlanabilecek ve hak ihlaline yol açabilecektir. Bunun için açılacak davaların, kanuni tüm unsurlar gözetilerek açılması oldukça önemlidir. TÜZEL&GÜLŞEN Hukuk Bürosu, tam yargı davası alanında faaliyet göstermekte olup, detaylı bilgiye, https://www.tuzelgulsen.av.tr/calisma-alanlarimiz/idare-hukuku/ adresinden erişebilirsiniz.

Avukat Derya TÜZEL

Paylaş

Subscribe
Notify of
guest
0 Comments
Inline Feedbacks
View all comments
error: İçerik korumalıdır